PAMUKKALEDE GEZİLECEK YERLER,PAMUKKALENİN TURİSTİK YERLERİ
PAMUKKALE
Bulutların Gölgesinde Yeryüzünün doğal güzelliklerinden payını düşeni fazlasıyla alan Pamukkale, doğal kaynaklar açısından da çok şanslı bir coğrafyada yer alıyor. Pamukkale, her geçen gün daha fazla ilgi gören ve umut bağlanan termal turizm merkezleri açısından çok zengin kaynaklara sahip.
Travertenlerin dünyadaki sayılı örneklerinin bulunduğu Pamukkale, her mevsim farklı güzel. Pamukkale'nin şifalı suları Romalılardan beri terapide kullanılıyor. Muhteşem görünümlü kalsiyum oksitli ırmakların tortularıyla oluşan traverten dalgaları, turistler için önemli bir çekim merkezi. Yurtdışındaki benzerlerinin aksine Pamukkale' de travertenlerin üstünde yürüyebilirsiniz.
Doğal zenginlikleri kadar tarihi zenginlikleriyle de gelenleri büyüleyen bir kent Pamukkale. Hierapolis antik kentinin arkeoloji literatüründe "Kutsal Kent olarak" adlandırılması, kentte bilinen bir çok tapınak ve dinsel yapının varlığından kaynaklanıyor. Hierapolis antik kenti, Roma ve Helenistik devirden kalma mimari eserlere ev sahipliği yapıyor. Otellere giden yol üzerinde, sağlı sollu yayılmış olan Neckropolis, Roma döneminden kalma. Tiyatro, St. Philips adına yapılmış anıt mezar, Apollon Tapınağı ve eski hastane görmeniz gereken yerler arasında.
Ayrıca yakınlardaki başka bir antik yerleşim merkezi olan Laodicea, İncil'de adı geçen kıyamet işaretlerini taşıyan 7 kiliseden birine sahip. Burası bugün bir duvar kalıntısından başka bir şey kalmamasına rağmen hristiyan turistlerin uğrak yeri.
Otellerin çoğu, antik mezarlığın yakınında sağlı sollu sıralanıyor. Pamukkale'nin oluşum sebebi olan termal su, bu otellerin havuzlarına veriliyor. Karahayıt köyünde ise daha değişik yapıda bir sıcak su kaynağı olan Kızıl Su bulunuyor. Küçük bir tepeden ibaret bu kaynakta, demir minerali içeren su aktığı yeri kırmızıya boyuyor.
Hierapolis
Bergama kralı Lysimachos' un karısı Hiera adına kurduğu antik şehir Hierapolis'in kalıntıları, Pamukkale' nin etrafına dağılmış.
Agora girişinde, kuruluşundan kalma bir Helenistik kapı halen ayakta. Roma devri çok parlak geçmiş Pamukkale' de. Su oyunları, sağlık derken pek çok Romalı ziyaretçi Hierapolis'i ziyaret etmiş. Kent, Bizans' ta da önemini korumuş. İsa' nın havarilerinden olan aziz St. Philips'in burada öldürüldüğüne inanılır. Bu olay antik Hierapolis'i Hıristiyanlığın önemli merkezlerinden yapmış. M.S. 5 yüzyıldan itibaren, Pamukkale' ye 2 km uzaklıkta bulunan Laodicea'nın İncil' in 7 Revelation Kilisesi'nden biri olması sebebiyle Bizans' ın psikoposluk merkezlerinden biri olmuş. Kentin Türklerin eline geçmesi 12. yüzyılın sonlarına denk geliyor.
Ana cadde ve kapılar
Yaklaşık 1 km. uzunluğundaki kentin ana caddesi, kenti bir ucundan diğer ucuna ikiye bölüyor. Caddenin iki tarafında sütunlu galeriler ve önemli kamu yapıları var. Her iki ucundaki kapılar ve caddenin büyük bölümü Roma Dönemi'nde inşa edildiğinden, Bizans surunun dışında kalıyor. Güneyinde M.S. 5. yüzyılda inşa edilen "Güney Bizans Kapısı" var. Kuzeyde, iyi korunmuş, iki yanında yuvarlak kuleleri olan kapıda, İmparator Domitian'a ithaf edilmiş Latince bir yazıt bulunuyor. Bu yazıttan dolayı buraya Domitian Kapısı ( Roma Kapısı) deniliyor. Bu kapıdan güneye inen yolun surla kesiştiği noktada, "Kuzey Bizans Kapısı" yer alıyor.
Surlar
Kent, M.S 5. yüzyılda, kuzey, güney ve doğu yönlerinde surlarla çevrilmiş.
24 adet kare planlı kule yerleştirilen surların iki anıtsal kapı ve iki küçük kapı olmak üzere 4 girişi var. Kuzey ve güney anıtsal kapıları ana caddeye açılıyor.
Büyük Hamam Kompleksi
Günümüze, sadece masif duvarları ve bazı tonozları ayakta kalabilmiş olan yapının iç mekanlarının mermerle kaplı olduğuna dair izler bulunmakta.
Hamamın planı diğer tipik Roma hamamları gibi. Önce girişte büyük avlu, iki yanında büyük holler bulunan kapalı dikdörtgen bir alan ve esas hamam yapısı. Palaestra'nın yan kanatlarında, biri güneyde, diğeri kuzeyde olan iki büyük hol imparatora ve törenlere ayrılmış. Hamam kompleksinin M.S. 2. yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor. Büyük hole bitişik tonozlu kapalı mekanlar günümüzde müze olarak kullanılmakta.
Apollon Tapınağı
Mevcut tapınak, dini mağara olarak bilinen Plutonion'un üzerine kurulmuş.
Yerli halkın en eski dini merkezi olan bu yerde, Apollon bölgenin Ana Tanrıçası Kybele ile buluşmuştur. Eski kaynaklar, Ana Tanrıça Kybele'nin bu mağaraya indiğini ve zehirli gazdan etkilenmediğini bildirirler. Apollon Tapınağı'nda üst yapıya ait kalıntılar MS. 3. yüzyıldan öncelere gidiyor. Tapınak alanına geniş basamaklarla çıkılıyor.
Tiyatro
Yamaca yaslanmış cephesiyle birlikte büyük bir yapı.
İnşasına M.S. 60 yılında olan büyük depremin ardından M.S. 62 yılında başlanmış, M.S. 206 yılında tamamlanmıştır. 8 merdivenle 7 bölüme ayrılan yapıda, 50 oturma odası bulunuyor. Caveanın tam ortasından geçen diozomaya her iki yandan tonozlu birer geçit ile giriliyor. Sütunların arası heykellerle süslenmiş. Burada yapılan kazılar sırasında bol miktarda heykel bulundu. Sahne arkasındaki duvarlarda ise mermer kabartmalar yer alıyor.
DAHA FAZLASI