EMEL SAYIN HAKKINDAKİ BİLGİLER,EMEL SAYIN RESİMLERİ,EMEL SAYIN HAKKINDA
EMEL SAYIN
20 kasım 1945 yılında Sivas`ın Şarkışla ilçesinde dünyaya geldi. Suat ve Ahmet Sayın`ın 4 kız çocuklarından biridir.Ahmet Sayın eşi Suat Hanımla Toprak Mahsulleri Ofisinde çalışırken tayin edildiği Sivas/Koyulhisar da tanışmıştı. Tekel başmemuru olarak Koyulhisar`a tayin edildiklerinde evlenen Suat Hanımla Ahmet Sayın`ın en büyükleri Emel olmak üzere Şenel, Fatoş ve Hülya adında kızları olmuştu. Şenel, Necdet Mizanoğlu ile, Fatoş ,Ömer Tektaş ile ve Hülya, Ali Gücüyener ile evlenmişti.Ahmet Sayın, Niğde Höyük nahiyesinde iken okul bulunmadığı için kızı Emel`i anneannesinin yanına, Kayseri`ye göndermiş, o da burada Cumhuriyet İlkokuluna başlamıştı. Küçükken ud dersi alan Suat Hanımın evdeki şarkı söylemeleri kadar Emel`e ikinci desteği ilkokuldaki hocası vermiştir. Zira okulun ilk gününde, öğretmeni, sınıfta şarkı bilen var mı? diye sormuş, o kırılgan, içine kapanık çocuk, şarkı söylemek olunca kabuğunu birdenbire yırtarcasına, seksen kişilik sınıfta, parmak kaldıran tek kişi olmuş ve şarkı söylemeye başlamıştı: Bir ağıt söyledim. Sessizce dinlediler. Bitince başımı kaldırdım, öğretmen ağlıyor. Ondan etkilenen çocuklar da ağlamaya başlamış. Ünü okul içinde yayılan Emel, artık bütün müzik derslerinde, hocalarından izinli bir şekilde diğer sınıflarda da aranan öğrenci olmuştur.
Ahmet Bey memuriyeti dolayısıyle hersene Anadolunun farklı bölgesindedir aile gezmeye devam eder. Biga, Keşan, Uzunköprü derken Suat Hanım İstanbul`a yerleşmek ister. Bir yıl Çapa`da kalırlar ve Çapa Lisesini bitirir. Sonra Üsküdar`a taşınırlar. 1961 de gazetede çıkan ilân üzerine bir yarışmaya katılır: Münir Nurettin Selçuk`tan da ders alır.Ondan öğrendiği çok klasik, şimdi kimsenin okumadığı, bilmediği, şair Nedim`in sözleriyle yapılmış `Dedi canan ki keramet var içinde` şarkısını okur. Şarkıyı o kadar harikulade okur ki şarkıyı okumaya başladığı zaman, saz eşlik etmez, çıt çıkmaz halk müthiş etkilenir.
Yarışmada ses dalında Emel Sayın birinci olur.. Yarışma jürisinde yer alan Gönül Yazar`ın ilk eşi Necdet Yazar, Emel Sayın`ı Ankara`daki Küçük Çiftlik Parktaki gazinosuna almak ister: Kariyer sahibi olmayı çok istediği için sahneye çıkmayı istemese de razı olur fakat sahneye çıktığı sene Ankara Radyosu imtihanına da girer ve kazanır. Ama asıl amacı opera şarkıcısı olmaktır. O yüzden üç yıl konservatuara gider. Batı müziği eğitimi aldığı şan bölümünde eğitimi yarım kalır, sahneye çıkmak zorunda kaldır. Eğitimli bir sanatçı olmak, bir üniversite bitirmeyi çok ister. Çocukken Doktor veya eczacı olmanın hayalini kurar.
Ailenin maddi durumu bu yıllarda iyi olmadığından Emel`de ailenin büyük kızı olarak annesine çalışmak istediğini söyler: Zorda olsa ailesine kabul ettirir ve Üsküdar`da bir eczanede bir yıl boyunca çalışır. Maddi sıkıntılar sebebiyle tercih yapmak durumundadır: Ya okul ya da müzik.. Zor bir dönem de sonunda müziği tercih eder ve konservatuara gider.Maddi imkansızlıklar artınca, aile Necdet Yazar`ın teklifine `evet` der. Emel Sayın ilk kez Ankara`da sahneye çıkar. Bir süre sonra aile de Ankara`ya yerleşir. Radyoda kendisi için açılan özel imtihanı kazanır ve stajyer olması gerekirken, direkt solist olur. Sahnede bir türlü tatmin olamayan Sayın, radyoya girince kendini daha iyi hissetmeye başlar. Canlı yayına çıkar. Bir yılın sonunda İstanbul`un dikkatini çeker. Egemen Bostancı`nın teklifiyle İstanbul müzik piyasasına transfer olur ve Lalezâr Gazinosu`nda assolist olarak sahne almaya başlar Bu arada İstanbul Radyosu`na geçer ve İstanbul`a yerleşir. İstanbul`da yoğun bir çalışma dönemine giren Emel Sayın yavaş yavaş zirveye doğru tırmanmaya başlar zamanla başarısı ve hanımefendiliği ile sanat dünyasının simgesi haline gelir. Müzik albümlerinin yanı sıra bir çok sinema filmi, dizilerde rol almış, yurtdışında sayısınız konserler vermiştir. Emel Hanım, ilk günkü heyecanı ile müzik çalışmalarına ara vermeden devam etmektedir.
