İLGİNÇ HABERLER,EN İLGİNÇ HABER,ENTERASAN HABERLER,DÜNYADAN İLGİNÇLİKLER
BİLİMDEKİİ LGİNÇ GELİŞMELERTaşınabilir akciğer
İngiliz bilim adamlarının geliştirdiği "taşınabilir akciğerin", solunum sorunları bulunan hastaların normal bir yaşam sürebilmelerine yardımcı olması bekleniyor. Swansea Üniversitesinden araştırmacıların geliştirdiği, kana vücudun dışında akciğerlere gitmeden önce oksijen veren cihazın organ nakline alternatif olabileceği belirtiliyor. Cihazın nasıl çalıştığını gören akciğer hastaları araştırmayı memnuniyetle karşılarken, araştırmacılar, cihazın daha da küçültülmesi ve kullanışlı hale gelmesinin zaman alacağını kaydediyor. Britanya Akciğer Vakfı, akciğerleri, solunum yollarını ve insanın nefes alabilmesini etkileyen verem, astım, kronik obstrüktif akciğer rahatsızlığı, sistik fibroz, uyku apnesi, amfizem, kuş gribi ve bronşit gibi 40'tan fazla durum olduğunu belirtirken, araştırmacılar uzun vadede bu cihazın, amfizem ve sistik fibroz gibi rahatsızlıkları bulunan, akciğer nakli bekleyen hastalar için çare olabileceğinin altını çiziyor.
Mikro-kulak
İngiliz bilim adamları, mikro-organizmaların, hücrelerin iç çalışmalarını dinlemeyi mümkün kılan bir mikro-kulak geliştirdiler.Mikro-kulak projesinin baş araştırmacılarından Glasgow Üniversitesinden Jon Cooper, cihazın örneğin bir ilacın kolibasili bakterisini nasıl parçaladığını keşfetmekte kullanılabileceğini belirterek, mikro-kulağın bilim adamlarına mikroskoplarla görülebilen çok küçük olayları dinleyebilme olanağı sağlayacağını kaydetti.
Oxford Üniversitesi ve Ulusal Tıbbi Araştırma Enstitüsü'nün işbirliğiyle geliştirilen mikro-kulak cihazında, minik cam veya plastik boncuklar bir lazer ışınıyla asılı tutulurken, hücrelerle sürtünen mini boncukların hareketleri ölçüldüğünde, moleküler ölçekteki güçlerden çıkan sesler elde ediliyor. Böylece bir hoparlörle dışarı verildiğinde, titreşim duyuluyor. Cihazın yakın bir gelecekte laboratuvarlarda kullanılmaya başlanması bekleniyor.
Yeniden hücre programlama
Science dergisi, yılın en büyük buluşunu seçti: Hücrenin yeniden programlanması yöntemi. Bu sayede embriyoya ihtiyaç duyulmadan kök hücre elde edilebiliyor. Yöntem gelecekte Parkinson ve diyabet gibi hastalıkların tedavisinde kullanılabilecek. Dünyanın en prestijli bilim dergilerinden Science�a göre, 2008�in en önemli buluşu hücrenin yeniden programlanması çalışması. Uzmanlar, çok uzak olmayan bir gelecekte, bu program sayesinde kişinin hücreleriyle oynanarak pek çok hastalığın tedavi edilmesinin mümkün olacağını düşünüyor.Japon ve ABD�li bilimadamları, bu yöntemi kullanarak insan derisinden kök hücre elde etmeyi başardı bile. Üstelik, hücrenin yeniden programlanmasıyla hastanın genetik şifresine göre kök hücre yaratma imkanı doğmuş oldu. Böylece hastanın dokuyu reddetme riski de ortadan kaldırılıyor. Dahası, bu yöntem etik tartışmalara da son verebilir. Zira, embriyo kullanılmadığı için dini grupların kök hücre çalışmalarına yönelik tepkileri azaltılabilir.Kök hücre çalışmaları, Parkinson, diyabet, Alzheimer gibi hastalıkların tedavisi için umut ışığı olmuştu.Şimdi, hücrenin yeniden programlanması yöntemiyle daha ileri bir adım atılıyor. Ama bilimadamları, yöntemin hastalıkların tedavisinde kullanılması için hala önemli yol alınması gerektiğini vurguluyor. Japon ve Amerikalı bilimadamları, insan derisi hücrelerini kök hücreye dönüştüren bir yöntem geliştirdi. Yöntemin, hasta doku veya organların değiştirilmesinde devrim sayılabileceği belirtiliyor. Amerikalı araştırmacı James Thomson�un Science dergisinin internet sayfasında yer alan makalesinde, bu buluşun araştırmaların seyrini tamamen değiştireceğini belirtti.Yeni yöntemle, hastanın genetik şifresine göre kök hücre yaratma imkanı doğacağı ve böylece hastanın dokuyu reddetme riskinin ortadan kalkacağı kaydediliyor.
Görünmezliğe bir adım kaldı
Amerikalı ve Çinli bilim adamları, insanları görünmez kılmaya bir adım daha yaklaştıklarını açıkladı. Science dergisinin son sayısında yayımlanan makaleye göre, algoritma olarak da bilinen karmaşık matematiksel komutlar tasarlamadaki gelişmeler sayesinde Duke Üniversitesi uzmanları, metamadde adını verdikleri bir madde yaratmayı başardı. Bu madde, bir obje çevresindeki elektromanyetik dalgaları görünmez kılınmak istenen şeyin arkasına yönlendirebiliyor. Ortaya çıkan görünmezlik durumu, sıcak bir günde uzakta görülen serapları andırıyor.
Laboratuvarda diş üretme
Bilim adamları, laboratuvar ortamında diş geliştirmenin yolunu bulduklarını düşünüyorlar. ABD'nin Oregon Eyalet Üniversitesinden araştırmacılar, doğal olarak yeniden çıkmayan dişin dış katmanı minenin gelişiminden sorumlu genin yerini tespit ettiklerini açıkladılar. Bilim adamlarının fareler üzerinde yaptıkları deneyler, "Ctip2" adı verilen bu genin, bağışıklık sistemi ve cilt ile sinirlerin gelişiminin de dahil olduğu fonksiyonları bulunduğunu gösterdi. Araştırmacılar, daha önce de hayvanlarda dişin iç bölümlerini laboratuvar ortamında büyütmeyi başarmışlardı. Ulusal Bilimler Akademisi'nin bilimsel dergisinde de yayımlanan Oregon Üniversitesindeki son bilimsel gelişmenin, bu açığı doldurması ve diş dolgusu yapma, takma diş kullanma gibi zorunluluklara son vermesi bekleniyor. Araştırmacılar, ancak bunun insanlar üzerindeki uygulaması için daha çok çalışmak gerektiğini vurguluyorlar.