FİLİZ AKIN HAKKINDA,FİLİZ AKININ HAYATI,BİYOGRAFİSİ
FİLİZ AKINAktris, yazar. Türk sinemasının en başarılı kadın oyuncularından biri olan Akın, 60'lı yıllardan günümüze rol aldığı sayısız filmde bir çok farklı karakteri canlandırmış, zerafet ikonu olmuştur. Güzelliği ve asaletiyle romantik temalı Türk filmlerinin vazgeçilmez oyuncusu olan Akın'ın önemli filmlerinden bazıları; Reyhan, Utanç, Umutsuzlar, Prangasız Mahkumlar, Ankara Ekspresi, İki Gemi Yanyana ve Gurbet Kuşları'dır.
Aktris, yazar. Türk sinemasının en başarılı kadın oyuncularından biri olan Akın, 60'lı yıllardan günümüze rol aldığı sayısız filmde bir çok farklı karakteri canlandırmış, zerafet ikonu olmuştur. Güzelliği ve asaletiyle romantik temalı Türk filmlerinin vazgeçilmez oyuncusu olan Akın'ın önemli filmlerinden bazıları; Reyhan, Utanç, Umutsuzlar, Prangasız Mahkumlar, Ankara Ekspresi, İki Gemi Yanyana ve Gurbet Kuşları'dır.
Biyografi
1943 yılında Ankara'da dünyaya geldi. TED Ankara Koleji'ndeki eğitimini tamamladıktan sonra Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü'ne kaydolan Akın, başarılı bir öğrenciydi. İyi derecede Fransızca ve İngilizce bilen, mimar olmak istemesine rağmen bir turizm acentasında çalışmaya başlayan Akın, 2 yıl süreyle şef olarak görev yaptı. Kolej yıllarından bir arkadaşının tavsiyesiyle sinema sektörüne girmeyi düşünmeye başlayan Akın, 1962'de Artist dergisinin düzenlediği yarışmayı kazandı. Yeşilçam’a adım atmasında önemli olan bu gelişmeden sonra Memduh Ün'ün yönetmenliğini yaptığı Akasyalar Açarken filmiyle sinema kariyeri başladı. Ardından Şakayla Karışık adlı filmde Ajda Pekkan'la başrolü paylaşan oyuncu, Kadın Berberi ve Kadın Terzisi filmlerinde canlandırdığı rollerle adını geniş kitlelere duyurdu.
Filiz Akın, dramadan komediye birçok farklı türde oyunculuğunun zirvesindeydi. 1964 yılında izleyiciyle buluşan Yankesici Kız adlı filmdeki oyunculuğuyla da övgüler alan aktris, o dönemde yapımcı ve yönetmen olan Türker İnanoğlu ile tanıştı. İnanoğlu yönetimindeki birçok filmde başrolde oynayan Akın, bir süre sonra ünlü rejisörle dünya evine girdi. Bu evlilikten İlker İnanoğlu adında bir erkek çocukları oldu.
1965 yılında Akın, filmografisine bir film daha ekledi: Kolejli Kızın Aşkı. Ayhan Işık'la başrolleri paylaştıkları yapımdaki rolüyle romantik temalı Türk filmlerinin vazgeçilmez ismi olan Akın, daha sonra Cüneyt Arkın'la kamera önüne geçtikleri Çıtkırıldım da benzer bir tiplemeyi canlandırdı.
Ayhan Işık, Zeki Müren, Sadri Alışık, Ediz Hun, İzzet Günay, Tarık Akan ve Kartal Tibet gibi döneminin başarılı erkek oyuncularıyla başrolleri paylaştığı sayısız filmle izleyicinin gönlünde taht kuran Akın, MİT eski Müsteşarı Sönmez Köksal'la evlendi.
Akın 1971 yılında çekilen "Ankara Ekspresi" filmindeki Hilda rolüyle Antalya Film Festivali'nde "En başarılı kadın oyuncu" ödülünün sahibi oldu. Akın, 80'lerin başında sinemaya veda etti. Aktris yıllar sonra, 1989'da yeniden izleyiciyle buluştu. TRT için çekilen Geçmiş Bahar Mimozaları'nda Rutkay Aziz ve Mehmet Günsür'la başrolleri paylaştı.
Sabah gazetesinde köşe yazarı olarak yazmaya başlayan Akın, 2002'de yakalandığı çene kanserini yendi. Kansere karşı destek amaçlı başlattığı "Sarı bilezik" ve "Mavi bilezik" gibi kampanyalar oldukça başarılı oldu. Aktris, 2005'te hastalık sonrası deneyimlerini kaleme aldığı Hayata Merhaba, daha sonra da "Filiz Akın ile Güzellik, Sağlık ve Genç Kalma Üzerine" isimleri kitapları yayımladı.
Filiz Akın'ın en büyük hayranlarından biri olarak bilinen Pınar Çekirge, aktrisi Türk Sineması'ndaki yeri, ikonografik ve toplumbilimsel değeriyle değerlendirdiği "Başrolde Filiz Akın" isimli kitabı 2007'de yayınladı. Akın, halen Sabah Gazetesi'nde köşe yazarlığı yapmaktadır.
Ekin Türkantos Tarafından Filiz Akın'la Yapılmış Röportaj
Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nde okurken Yeşilçam'a geçiş yaptınız. Arkeoloji istediğiniz bölüm değil miydi?
Bir arkadaşımın annesi sayesinde müracaat etmiştim. Arkeoloji güzel bir bölüm. İlk sene mitoloji okudum, keyifliydi. Annem merdivenlerden düşmüştü. Geçinebilmemiz için birimizin çalışması gerekiyordu. Annem ve babam ayrıydı. Koleji bitirince hemen o yaz çalışmak zorunda kaldım. Aslında Ortadoğu'da mimari ve dekorasyon okumak istiyordum.
Sizce kariyeriniz için en önemli film hangisiydi?
'Umutsuzlar' ile 'Ankara Ekspresi'dir. Çünkü bu iki filmde değişik iki kadını oynuyorum. Ben cinsel tarafım vurgulanmış bir oyuncu değilim. Bunu en iyi Müjde Ar değerlendirmiştir. Cinsel obje olmadan kadının cinsel sorunlarını sinemaya aktardı. Bizim hikayelerimizde bu gerekmiyordu. Bu anlamda en çok hissedilen oyuncu Türkan Şoray'dır. Çok dişi bulunur, beğenilir. Onun gülüşü, bakışı herkesin dilindedir. Ben bundan uzak olmak istedim. Bu taraf eksik olunca çok arzulanmayan kadın, kadın seyircinin de dikkatini çekmiyor. Ancak 'Ankara Ekspresi'nde erkeklerin başını döndüren ama onlarla yakınlık kurmayan bir casus kadın rolü vardı. Bunu yapabileceğimi biliyordum. Çünkü bu bir oyun. Ben demek değil. İnsanın içinde Rus bebekleri gibi pek çok kişiliği var. Doğal sarışın olmama rağmen sinemada sarışın rollere en uygun kişi bendim. Başrole düşünüldüğümde sevinmiştim.
Ya başrol verilmeseydi...
O zaman üzülürdüm. Çünkü benim başka bir yanımı ortaya çıkarttı. Hayat bir oyun diye düşünüyorum. Ama her zaman da çok şirin değil. İnişli, çıkışlı bir yol. İnsanlar bizlere bakıp paraları, şöhretleri oldu diye düşünüyor. Oyunculuğun çok boşlukları vardır. Duygusal dünyası zor. Yaşadıkları acıları hep sineye çekmek zorunda kalmıştır oyuncular. Bunu söylememin nedeni ise gençlerden çok özenen var. Bunu düşünerek girsinler. Çünkü faturası ağır.
Sinemayı neden bıraktınız?
Bırakmayı düşünmüyordum ama televizyon gelmişti. 'Dallas' tarzı diziler de Türk filmleri kıvamındaydı. Daha çok entrika vardı. Seyirci, evine dönük yaşamaya başladı. Kimse filmlere gitmiyordu. Erkek izleyiciler için erotik mesajlı filmler yapılıyordu. Bir dizi yaptım sadece. Büyük konuşmak istemiyorum ama bir daha dizi yapmak istemiyorum.
Peki hiç kayda değer bir proje gelmiyor mu sıcak bakabileceğiniz?
Geliyor. Ama bensiz de oluyor sinema. Özlemiyorum da. Çünkü 117 film yapmışım. Bu büyük bir tatmin.
Kimleri beğenirsiniz?
Arzum Onan ve Defne Samyeli gibi sansasyondan uzak, başarısını sadece güzellik üzerine kurmamış kişileri seviyorum. Sanem Çelik ve Nurgül Yeşilçay'ı beğenirim. Hülya Avşar da çok iyi bir oyuncudur.
Hastalık sürecine gelirsek... 'Neden ben?' diye düşündünüz mü?
Kanser normal bir kelime olsun istiyorum. Tedavisi zor ama var. Biraz tanınıyorsam bu beni hastalık karşısında özel kılmıyor. Sadece yanlış teşhis konulduğunda yıkılmıştım. Şimdi Arzum Onan ve Mehmet Aslantuğ ile Merve İldeniz ve Serdar Önal'ın o onurlu duruş hoşuma gidiyor. Yaygara yapmadıkları gibi herkesi susturdular. Dünyada büyük savaşlar oluyor. Bunun yanında bizimki hiçbir şey değil diyorlar. Bende buna öncülük yapabildiysem sevinirim.
'Arkadaşım reiki yollasa da acılarım hafiflese' dediğinizi okumuştum. Bu tarz yöntemlerden yararlandınız mı?
Bircan Usallı beni reiki uzmanına götürdü. Düşüncenin bir gücü olduğunu ve yol kat ettiğini düşünüyorum. İleride bu konuda bilimsel çalışmalar yapılacak. Bu hastalığın kimlerin başına geldiğine baktığınızda onların sevgi ve enerji dünyasına sığındığını görürsünüz. Bu rastlantı değil. Pozitif düşünceye inanıyorum.
Kitabınız ne anlatıyor?
Zayıflama, ameliyatsız güzelleşme sırları, makyaj sırlarım, anti-aging ve uzmanlarla konuşmalarım var.
Sadece burnunuz ameliyatlı değil mi?
Burun ameliyatı, liposuction ve lifting yaptırmıştım.
Botox konusunda ne düşünüyorsunuz?
Kaş arasındaki çizgilere cevap verse de dolgu amaçlı yaptıranları anlamıyorum. İnsan konuşan, yürüyen, sosyal bir varlık. Bilgisi, espri anlayışı, ürettiği şey çok önemli. Kendisini yeniden yaratmak yerine yaşının en iyisi olmak mantıklı. Genç olacağım diye uzaylı gibi olmayı istemem.