BAL ARILARI,BAL ARISI NE KADAR BAL YAPAR,NASIL,BAKILIR,YAŞAMLARI,ÜREME
Yeni Yeni Arı Kolonilerinin Meydana Getirilmesi:
Bal arıları, kışı uyuşuk halde geçirdikten sonra tekrar iş basma geçerler, İşçiler yuvaya sabahtan akşama kadar muazzam bir pollen ve bal hazinesi taşırken, arı beyi (kraliçe) de günde 2 500 yumurtasını yumurtlamaya başlar. Yuvanın nüfusu hızla çoğalmaktadır. 80 000 -100 000'i bulunca, yuva kalabalıktan gegilmez hale girer.
İşte o zaman bal arıları'nın bir kısmı göçe hazırlanır. İhtiyar bey arı tabalarının yarısını da arkasına katarak yuvadan ayrılıp, başka yerde yeni bîr şehir kuracaktır. İşçiler, kararlaşan günün şafağında yuvanın hücrelerinden toplayabildikleri kadar bal toplarlar. Beş, altı günlük ihtiyaçlarını temin etmeden yola çıkmazlar.
Yapma kovanlar içinde arı besleyen arıcılar, bu esnada hazırlıklı olup göçmenleri yeni bir kovana almadıkları takdirde, büyük zarara uğrarlar. Zira bu bal arılan birkaç saate kalmadan dönmemek üzere uçup gidecekler ve bir ağaç kovuğunun, ya da başka bir uygun yere yerleşerek yabani bir yuva kuracaklardır.
Zifaf Uçuşu: Göçten sonra, nüfusunun yarısından fazlasını kaybetmiş durumdaki yuva birden fakirleşmiş gözükür. Bununla beraber yiyecekle dolup taşmaktadır, kalan işçiler de güçlü ve çalışkandır. Peteğin belli hücrelerinde, yuvanın ümidi olan başka işçi larvaları ve ayrıca genç erkeklerle genç dişiler erginleşmektedir.
îlk dünyaya gelen dişi, genel olarak tek kraliçe, yani arı beyi olarak kabul edilir. Bu takdirde henüz beşikte olan rakiplerini öldürmeye yetkilidir. Aksi halde ilkinden daha az kalabalık ikinci bir işçi kafilesinin başında yuvadan ayrılacaktır. Bunu, birkaç gün arayla üçüncü ve dördüncü göçter de takip edebilir. O zaman arkada kalan yuva enikonu zayıflamış olur.
Genç bir dişinin, yuvasının hükümdarı olması, ya da bir göç hareketinin başına geçmesi için, yumurtlayıcı bir kraliçe olması lâzımdır, bunun için de zifaf uçuşuna katılarak döllenmesi gerekir.
Zifaf uçuşu, güzel havaların ilk gününde ve günün en sıcak saatlerinde, çoğunlukla 12 ile 16 arasında yapılır. Dişi, sonradan yuvasını tekrar bulabilmek için etrafta bir deneme uçuşu yaptıktan sonra, yuvanın bütün erkeklerini arkasına katarak havalara atılır. Bal arıları bu arada hayatlarında hiç çıkmadıkları yükseklere çıkarlar. Çiftleşmenin olagelmesi için, kuşların bulunmadığı bir bölgeye erişmeleri lâzımdır. Zayıflar, hastalar, ihtiyarlar ve iyi beslenmemiş erkekler çok geçmeden kraliçeyi takip etmekten vazgeçip boşlukta kaybolurlar. Geride sadece yorulmak bilmez küçük bir grup kalır.
Zifaf uçuşunun süresi değişir. Bir dakika sürenleri olduğu gibi, on dakikayı geçenleri de görülmüştür. Kraliçe bundan sonra eski yuvasına döner. Çiftleşme esnasında hayatını veren erkeğin cinsel organlarıyle barsakları karnına asılı kalmıştır. Bu dişi artık yumurtlayıeı kraliçedir. Ancak yeni bir göç hareketine önderlik etmesi gerektiği takdirde, tekrar yuvadan çıkacaktır. Verimi ancak ölümü yaklaşırken sona erer.
Erkeklerin Öldürülmesi: Zifaf uçuşu esnasında ölmeyen erkekler kraliçeyle birlikte yuvaya dönerler. Bundan böyle hiç bir işe yaramadan bir Köşede uyuklayaeaklar, açık hücrelerden bal yiyecekler ve buraları dışkılarıyle pisleyeceklerdir. Öğleden sonra etraftaki çiçeklere yolculuklar yaparlarsa da hortumlarının kısalığı sebebiyle balözü ememezler. Bu erkekler tam manasıyle bir asalaktır.
İşçiler, bu erkekleri, genç kraliçenin ölmesi halinde genç bir bakireyi döllemek için bir süre canlı olarak muhafaza ederlerse de, sonunda sabırları taşar. Günün birinde erkeklerin üzerine çökecekler ve onları iğneleriyle sokup öldüreceklerdir. Müdafaasız erkeklerin bu arada kanatları koparılacak, ayaklan kesilecek,, her tarafları delik deşik edilecektir. Birden ölmeyenler de yuvadan dışarı atılacaklar, soğuk ve açlıktan öleceklerdir.
Yuvanın hikâyesi, erkeklerin öldürülmesiyle sona erer. Bal arılarının kış uykusuna birkaç hafta kalmıştır. Çiçekler seyreldiği için, pollen ve balözü toplamakla görevli işçileri yeni hücrelerin yapımına ihtiyaç görmeyen balmumu salgılayanlar çalışmalarına yavaş yavaş son verirler. Kraliçenin yumurtladığı yumurta sayısında bile azalma olur.
İlk soğuklar başlarken, bal arıları, yuvanın ortasında salkım şeklinde toplaşırlar. Kraliçe en ortadadır ve onu, ısının düşmesine karşı koruyan kat kat işçilerle çevrilidir. En yukarıdakiler hücrelerden bal toplayarak kendilerine en yakın işçilere geçirirler. Saikımın çevresinde olanlar, ısınmak için arada sırada ortaya geçerler. Salkım sanıldığı gibi kış uykusunda değildir, sadece faaliyeti zayıflamıştır. Kalabalık bir yuva sakinlerinin, altı aylık kış hayatında 10-15 kilo bal tükettiği hesaplanmıştır. Arıalar, kovanlarından balı toplarken bu kadar bir miktarı arılarına bırakmaya dikkat ederler.
HAYVANLARIN DÜNYASI